Bu sayfayı yazdır
Perşembe, 25 Haziran 2020 00:00

SİSİ’nin Tehdidi Ne Anlama Geliyor?

Yazan
Öğeyi Oyla
(3 oy)

Türkiye’nin Libya’ya verdiği askeri destekle hezimete uğrayan darbeci Hafter’in destekçilerinden Mısır’ın darbeci generali SİSİ; Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Fransa ile birlikte Mısır’ın gerek duyulması halinde ülke sınırları dışında askeri bir görevde bulunabileceği mesajını verdi.

Bu tehdit küstah bir tehdit olması bir kenara kuru bir gürültüden öte bir şey değil. Şöyle bir düşünün; Mısır ordusu kendisine yetmez bir halde iken nasıl savaşacak. ABD’nin kuklası olarak masum halka silah doğrultmuş bir Mısır ordusu Türkiye’nin desteklediği Libya Ordusu ile savaşabilecek bir imkân kabiliyetine asla sahip değil.

Mısır Ordusu bugünlerde askeri eğitimi bırakmış marketçilik ve petrol simsarlığına soyunmuş. Savaşan bir ordu vasfından tüccar kimliğine bürünmüş bir Mısır Ordusundan bahsediyoruz. Anlayacağınız kendi kendine yetemeyen bir ordu Suriye’de geri çekilmek zorunda kalan ABD’ye ya da diğer destekçilerine güvenerek boş cesaret sendromuna kapılmış.

Türkiye’nin Akdeniz’de uçakları ve donanmasıyla Dünyaya verdiği mesajı görmezden geliyor. Kendi kendine yeten bugünkü Türkiye, Dünya devletlerinin dikkatini çekmişken bu cesaret ancak hayalperest bir had aşmaktan öteye geçmez.

Fransa ve İtalya’nın dahi Türkiye’nin bölgede ki yerinde ve isabetli adımları karşısında endişelenmeye başlamış olduğunu değerlendirecek olursak SİSİ’nin ateşle oynadığını görmemek içten bile değil.

Mısır’ın darbeci generaline ABD’nin sözü geçer ama Mısır halkına sorsanız illaki Recep Tayyip Erdoğan der. Pakistan Başbakan’ı İmran Han boşuna demedi; “Sayın Başkan Pakistan’da aday olsa tek başına seçilir.

Bu durum Türkiye’nin milli ve manevi gücünün Cumhurbaşkanımızın karizmatik liderliğinde bir yansımasıdır.

Darbeci zihniyetin baskısından kurtulan Mısır’ın Cumhurbaşkanımızın bir işaretiyle neler yapabileceğini bir düşünün.

Birkaç gün önce Türk Hükümeti Libya’ya bir çıkarma yaptı. Dışişleri Bakanından Ticaret ve Enerji Bakanına hatta en önemlisi istihbarat (MİT) başkanına bir heyetle mesaj verdi. Ancak en önemlisi MİT Başkanının heyette olmasıydı. Bölge halkına ve Dünya’ya Türk Devletinin güvenilir bir ülke olduğunun ilanıydı.

Dışişleri Bakanımız Libya dönüşü Dünya’ya mesaj verircesine teneke çalıyor; Libya Dışişleri Bakanına gelin size iş vereyim diyordu. “Cumhurbaşkanımızın talimatıyla ABD Başkanıyla görüşüp Libya’da ki faaliyetleri beraber yürüteceğiz” demesi Trump için can simidi oluyordu.

Bakınız ABD Başkanı Trump; otur dese Mısır oturur, kalk dese Suudi Arabistan kalkar. Komik ama Suudi kralına 3 gün tuvalete gitmeyeceksin dese gitmeyecek haldeler. Böylesi ülkelerin ABD iç siyasetinde seçimlere etki etme imkanı olabilir mi?

Birde Türkiye’yi düşünün! Recep Tayyip Erdoğan’ın davetiyle Libya’da ortak faaliyet yapacak olan Trump’a seçimlerde katkı sağlar mı? Elbette sağlar. Trump’ı yanımıza almakla Amerika menfaatlerine etki eden bir ülke olarak aynı zamanda ABD taraftarı ülkeleri de yanımıza almış oluyoruz. Bakınız Fransa ve İtalya Türkiye ile iş birliği için can atıyor. Almanya Başbakanı Merkel “bende varım” demeye çalışıyor.

Trump’ın Libya da iş birliğine davetimiz, Rusya’nın da elini kolunu bağlıyor. NATO zaten Türkiye’nin yanında olduğunu ilan etmesiyle Libya’nın arka bahçesinde NATO’ya muhalif bir güç istemiyoruz; Rusya uçaklarını oradan çek mesajının net veriyor.

Tüm bu diplomatik atağın etkisi Dünya kamuoyunda hemen görüldü. Bugüne kadar BM yönetiminde yer almamış Türki’ye BM Genel Kurul Başkanlığını üstlendi. Hem de 178 oy gibi yüksek bir çoğunlukla siyasetçi Volkan Bozkır’ı seçtiler. Türkiye’nin uluslararası siyasette etkili stratejisi Covid-19 salgını politikalarıyla taçlanarak bu sonucu doğurdu.

Anlayacağınız SİSİ sert kayaya tosladı. Boş kuru gürültüden başka bir şey değil Libya’ya askeri müdahale tehdidi. Mısır dahil bölgede Türkiye’ye siyasi ve askeri anlamda karşı koyabilecek siyasi ve askeri güce sahip bir ülke yok. Kaldı ki Türkiye bölgede gerilim isteyen bir stratejik siyasete taraftar değil.

Kendi insanının üzerine silah doğrultan, bomba yağdıran ve masum insanları düşman kabul eden SİSİ haddini bilip yerinde oturursa bu kendisi için daha iyi olacaktır.

Türkiye süper güç olma yolunda ilerlerken küresel güçler dururken SİSİ’yle zaman kaybedecek değil. Gereğini yaparak hak ettiğini ona verecektir.

Okunma 1063 defa Son Düzenlenme Perşembe, 25 Haziran 2020 12:25