Bu sayfayı yazdır
Perşembe, 24 Haziran 2021 14:20

Moskof Şuşa Beyannamesinden Rahatsız!

Yazan
Öğeyi Oyla
(2 oy)

Türkiye ve Azerbaycan askeri alanda iş birliğini artırmak için ŞUŞA kentinde bir beyanname imzaladı. Bu beyannameye göre Türkiye ve Azerbaycan savunma sanayii alanında iş birliği yapma konusunda anlaşmış durumda. Buna ilaveten Reis-İ Cumhur "Azerbaycan Türkiye'sinde bir askeri 'ÜS' kurulacağını" işaret etmişti. Türkiye'nin Azerbaycan'da üs kurması ihtimaline ilişkin Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, "Sınırlarımız yakınlarında (NATO) ittifak ülkelerinin askeri yapı konuşlandırmasına dikkatle yaklaştığımız bir husus olduğu gibi güvenliğimizi ve çıkarlarımızı korumak için adım atmamızı gerektirebilir." dedi.

Tarihsel vetirede;1632‟de Saha-Yakutistan’ı, 1731‟de Batı Kazakistan’ı, 1756‟da Altay‟ı,1736-1792 arasında yapılan savaşlar sonrasında Karadeniz'in kuzeyindeki toprakları yani 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda Türk ve Müslümanların meskûn olduğu Ukrayna'nın güneyi, Kırım, Kuzey Kafkaslar Ruslar tarafından işgal edilmiştir. Rus kuşatması dış hatlardan içe yöneldi ve doğrudan Osmanlıyı hedef aldı. Böylece Küçük Kaynarca Anlaşmasıyla 1774‟ten 1920‟ye 156 sene devam eden büyük bir geri çekiliş başladı. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı Osmanlı için çöküşün başlangıcı oldu.

19. yüzyılda tamamen hâkim oldukları Kafkasya sahillerinde yaşayan 1-1,5 milyon Kafkaslı’yı Osmanlı İmparatorluğu’na sürmüş yerlerine Rusları yerleştirmiştir. Buna ilave olarak 19. yüzyıl boyunca Doğu ve Kuzey Rusya’nın Kazan, Orenburg, Ufa ve Kuzey Kuban ile Kazan Türkleri ve Başkurt Türklerinin yaşamış olduğu Ural-İdil bölgesinden Müslüman topluluklar Osmanlı topraklarına göçe zorlanmıştır.

Sovyetler Birliği döneminde ise hem İslam hem de Türk kimliği etrafında bütünleşmeyi önlemek amacıyla daha alt kimlik olan yerel milliyetçilikler desteklenmiş, 1924-1936 yılları arasında Kuzey Kafkasya yedi ayrı özerk cumhuriyet ve özerk bölgeye ayrılmıştır. Kafkas halkları ve Türkler karma milletlere (Karabartay-Balkar ve Karaçay-Çerkez) ayrılmıştır. Stalin’in iskân politikası ile hiçbir Kafkas halkı tamamen kendi topraklarında tutulmamış, bir bölümü Sovyet Rusya’nın çeşitli bölgelerinde iskân edilmiştir. Böylece coğrafyanın eski ve yeni sahipleri arasında çatışmalar çıkmış, Özellikle Türkler arasında birlik tesis edilememiştir.

Moskof budur.

Şimdi ise; Türk Jeopolitiği Doğu ( Uygur, Orta Asya, Kazan Kırım) ve Batı (Türkiye ve Balkanların) Türklerinin birleşmesini iktiza etmektedir. Bunun önündeki en büyük iki engel ise İran ve Rusya’dır. Buna mukabil Moskof’u stratejik ortak olarak gören Türk Avrasyacı yaklaşım Atlantikçi yaklaşımın Rus versiyonudur. Bu yaklaşımda Rusya ve İran müttefik bütün bir Türk coğrafyası ise parçalanmış ve işgal edilmiş olarak tarif edilmektedir.

SON SÖZ

Rusya, SSCB'nin hatta ve hatta AB-D 'nin boşalttığı Orta Asya ve Miras-ı Osmanlı Coğrafyasında etkin olma mücadelesi vermektedir. Bu nedenle Avrasyacı yaklaşım Türk Jeopoliğine ihanettir. AB-D çöküşte. Batı’nın boşalttığı Orta Asya, Orta doğu ve Arap Yarımadasında karşımızda yer alacak yegâne iki güç, İran ve Rusya olacaktır. Bunun ilk işaretini Suriye, Libya ve Karabağ'da vererek gösterdiler.

'Aklımızı başımıza alalım.'

 

Yorum eklemek için giriş yapın