TESPAM ile ASSAM işbirliğinde Ankara’da düzenlenen panelde, Türkiye’nin Suriye’de gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekatı’nın haklı gerekçeleri masaya yatırıldı.
ABD'nin 2011 den 2014'e kadar görünürde bir Suriye politikası yoktu. 2014 Haziran'ında DEAŞ Suriye ve Irak'ın kuzeyini ele geçirip halifeliğini ilan edince ABD ve Batı harekete geçti. Bir kaç ay sonra da Rusya Suriye'ye girdi.
20 Ocak 2018 de Güney Sınırımızdaki Terör Gruplarına Yönelik Başlatılan "Zeytin Dalı" Harekâtına Destek Açıklaması / 27.01.2018
ASSAM Başkanı Adnan TANRIVERDİ'nin Uçak Krizi sonrası son durumu değerlendirdiği sunumu indirmek için Suriye'de Son Durum dosyasını indiriniz.
Yine konuyla ilgili röportajı seyretmek için tıklayınız.
RUSYA ABARTILIYOR
Türkiye gerçekten ateş çemberi içinde bulunmaktadır.
Çevremizde ve üzerimizde büyük oyunların oynandığı muhakkaktır.
Bu büyük oyunda Rusya Figürandır.
Oyun Kurucu ABD'dir.
Dünya ABD'nin işgalindedir diyebiliriz.
Orta doğu'da da Suriye'de de haritalar ABD tarafından çizilmektedir.
2011 yılında BM Güvenlik Konseyinde Suriye'de rejime müdahale kararı Rusya ve Çin'in vetosu nedeniyle uygulanamamıştır. Rusya BM Güvenlik Konseyinde koruduğu Suriye'ye Ekim 2015 tarihine kadar aktif desteğe teşebbüs edememiştir.
SURİYE DEVRİMİ ÇIKMAZA MI GİDİYOR?
Adnan Tanrıverdi
(07 ARALIK 2013)
İÇİNDEKİLER
1. DEVRİM SÜRECİ
a. Devrimin Geçmişi
b. Muhalif Gruplar ve Gelinen Durum (07 Aralık 2013)
c. Suriye’de Tarafların Durumu (07 Aralık 2013)
d. Devrim Sürecin Değerlendirilmesi
2. ASKERİ-POLİTİK KURALLAR VE SİVİL ASKER İLİŞKİLERİNDE GENEL PRENSİPLER
a. Barış Döneminde
b. Savaş Döneminde
1) Savunmada
2) Taarruzda
3) İşgale Uğramış Ülke Toraklarında
c. Zalim Bir Yönetime Karşı Mukavemet Harekâtında
3. SONUÇ VE ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER
4. EKLER
a. El Kaide ve Irak Şam Devletinin Oluşumu Durum Raporu (07 Aralık 2013)
b. Suriye’de Muhalif Gruplar ve Rejim Kuvvetlerinin Son Durumu Raporu (07 Aralık 2013)
İSLÂHİYE (GAZİANTEP) SURİYELİ MÜLTECİ KAMPINDA 2 GÜN
İslahiye ilçesinde 1990-93 yılları arasında görev yaparken tanıştığım bir arkadaşımdan yardım telefonu gelmişti. Mesele, ilçeye sığınan Suriyeli mültecilerle ilgiliydi. Büyük yardım kuruluşlarının özellikle sınır boylarındaki mültecilere yardım götürdüklerini, İslahiye genelinde kamp dışında kalan Suriyeli mülteci ailelerle kimsenin ilgilenmediğinden bahisle şunları belirtti
Mısır'da seçilmiş bir hükümete karşı yapılan darbeye Batı ülkelerinden hiç bir şekilde kınama veya benzeri ifade kullanılmamıştır. Hatta tamamen sessiz kalınmıştır. Ardından Suriye'de kullanılan kimyasal silah sonucu binlerce kişi -maalesef çoğunluğu çocuk- hayatını kaybetmiştir. Irak'ta kimyasal silahları bahane ederek müdahale eden ABD bu sefer Suriye'ye müdahale etme niyetini ortaya koymuş, ancak müdahalenin tamamen kimyasal silahları yok etmek amaçlı olduğunu belirtmiştir. Esed yönetiminin devrilmesi yönünde müdahale olmayacağını açıklamıştır.
Diğer Batı ülkeleri ne yaptı? İngiltere müdahale etmeyeceğini açıkladı, Almanya kınamadan öteye ses çıkarmadı. Sadece Fransa fiili müdahale istedi. Rusya zaten Suriye'nin yanında yer alarak müdahaleye karşı olduğunu açıkladı. Peki Batı neden müdahaleye yanaşmadı? Neden Esed yönetiminin ayrılması yönünde baskı yapılmadı?
Batı'nın Suriye ve Mısır olaylarına karşı tavrını biraz farklı pencereden okuduğumuzda aklımıza hemen Batılı devletlerin İslamiyet'in yükselmesinden korktukları geliyor. Esed'in devrilmesi ile kaosa sürüklenecek olan Suriye'de kendilerine yakın olmayan Müslüman bir yönetimin gelmesinden çekindikleri için şimdilik Esed yönetimine zaman vererek desteklemektedirler.
Aynı husus Mısır içinde geçerlidir. Batı, devrik seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi yönetimindeki Mısır'ın ekonomik ve siyasal anlamda ilerlemesinden çekinmiştir. Müslüman Kardeşlerin Mısır'daki varlığı Batı için tehdit oluşturmuştur. Orta Doğu'da Suriye, Mısır ve Türkiye gibi güçlü ülkelerde siyasal İslam'ın yükselmesini engellemek için harekete geçmişlerdir. Türkiye'de ise Gezi olayları ile kaos ortamı oluşturulmak istenmiştir. Ancak demokrasisi Suriye ve Mısır'dan daha ileri olan Türkiye'de bu hesap şimdilik tutmamıştır.
SURİYE’YE YAPILACAK ASKERÎ HAREKÂTTA
ABD MENFAATLERİ
Suriye’de Kimyasal Silahı kim kullanmış olabilir?
Suriye’de “kimyasal silah kullanılıp kullanılmadığını araştırmak” üzere teşkil edilen Birleşmiş Millet Heyetinin Şam’da bulunduğu sırada, 21 Ağustos 2013 tarihinde, Şam’ın Guta Banliyösünde 1400 kişinin ölümüne ve 3600 kişinin yaralanmasına sebep olan bir saldırı gerçekleşmiştir.
Suriye Muhalefetinden ve bazı diğer batı kaynaklarından, ölüm ve yaralanmalara kimyasal silahların sebep olduğu iddia edilmektedir.
Seri ölümler, yaralamalar ve maktullerin basına yansıyan ölüm şekilleri ve cansız bedenleri dikkate alındığında sinir gazı kullanıldığına kesin gözü ile bakılmaktadır. BM Gözlemcilerinin ayrıntılı incelemeleri sonucunda, kimyasal silah kullanıldığı kesinleşebilecektir.
Ancak bu silahın kimin tarafından kullanıldığının doğru tespitinin yapılacağı kuşkuludur.
BM heyetinin Şam’da bulunduğu sırada, Beşşar Esed’in kimyasal silah kullanması mantıklı görünmüyor.
Muhalefet tarafından kullanılması da, hem bu silaha sahip olmamaları, hem de zarar görenler kendi taraftarları olduğu için, söz konusu olmamalıdır.
Suriye’deki savaşanlar dışındaki bir güç tarafından kullanılmış olması ise, eğer bu kargaşadan büyük menfaatler sağlayarak çıkma imkânı verecekse, mümkün olabilir diye düşünmek gerekir kanaatindeyim.