Bu sayfayı yazdır
Pazartesi, 05 Nisan 2021 13:36

104 Emekli Ahmak Mı?

Yazan
Öğeyi Oyla
(3 oy)

Yine bir gece yarısı bildirisi.

Yine darbe hevesi, yine darbe heveslileri...

Bitmedi güzel ülkemin güzel insanlarının kutlu yürüyüşlerinde destek yerine köstek olmaya çalışanları, ayaklarına pranga vurmak isteyenleri...

Bitmedi güzel ülkemin ahmakları, hainleri, dangalakları...

 

Evet, 3 Nisan 2021 Cumartesi günü gece yarısı 104 emekli amiral bir bildiri yayınlıyorlar. Tamamen siyasi ve hükümete gözdağı niteliğinde...

Şimdi biz bu 104 emekli amiral için; "vay ahmaklar" deyip, geçiştirecek miyiz, bu bildiriyi?  Hiç umursamayacak mıyız? Elbette hayır.

Üzerinde uzun süre çalışılmış, çok ince ayarlar yapılmış, zekice planlanmış, son derece bilinçli ve organize bir muhtıra. Bir yerlerden destek aldığı ve bir yerlere derin mesajlar gönderdiği çok aşikar...

Bu 104 emekli amiral öyle ahmak falan değiller, kendilerini çok zeki zanneden narsist kişilikler.

Darbeci oldukları ve darbe hevesinde olduklarında hiç şüphe yok. 28 Şubat post-modern darbecilerine selam çakıyorlar, adeta; sizin tamamlayamadığınızı biz tamamlayacağız, mesajı veriyorlar.

Ülkemizde demokrasi tüm kurum ve kuralları ile işlemektedir. Bu 104 emekli amiral eğer gerçekten vatansever ve gerçekten ülkenin menfaatlerini düşünen insanlar idiyseler yapılacak şey, izlenecek yol belliydi. Ya bir siyasi partiye üye olup, hukuk çerçevesinde, demokratik yollarla istedikleri gibi muhalefet yapacaklardı, ya da yasal bir dernek kurup, dernek faaliyetleri olarak; sempozyumlar, paneller, incelemeler, araştırmalar, raporlamalar ne isterlerse yapıp, kamu ile paylaşacaklardı. Ama böyle gizli gizli bir araya gelip, gece yarısı muhtıra vermeye, kendince kruvazörlerinden salvolara hiç bir hak ve salahiyetleri yoktur. Yaparlarsa, ben de o zaman; "sen kimsin ulan!" derim.

Kimsin lan sen?

Her aklına esen bir orduevi çetesi oluştursun, sonra gece yarısı muhtıra versin.

Oh ne ala memleket.

Cumhuriyet savcılarımızı göreve davet ediyorum. Bu adamlar hakkında soruşturma başlatılmalıdır. Hatta yurt dışına çıkışları kontrol altına alınmalı, kaçmalarına fırsat verilmemelidir.

Bu 104 emekli amiralin son 6 ay içerisinde yaptıkları bütün görüşmeler incelenmelidir. Kimlerle ne zaman, ne toplantıları yapmışlar, yurt içinden ve yurt dışından kimlerle ilişki içerisine girmişler, her şey ortaya dökülmelidir. Ondan sonra Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerinde hesaplarını vermelidirler.

Lakin şu da göz ardı edilmemeli ki; bu darbe heveslisi 104 emekli amiral yalnız değiller. Bunların destekçileri ve artçıları kesinlikle vardır. Bu muhtırayı masum bir fikir özgürlüğü gibi gösteren herkes takip altına alınmalıdır. Bu tür eylemler aynı zamanda yoklama niteliğindedir. Ufak ufak denemelerdir. Yani arkadan gelecek, yine 15 Temmuz nevinden, büyük kalkışma öncesi yapılan nabız yoklamalarıdır. Mesela; dikkatimizden belki kaçtı, geçtiğimiz haftalarda 28 Şubat post-modern darbesinin mimarlarından biri olan, eski rütbesi ile orgeneral ancak yeni rütbesi ile Er Çetin Doğan ile güya bir röportaj yayınlandı. Darbeden suçlu bulunmuş ve müebbet hapis cezasına çarptırılmış, rütbeleri sökülmüş bir suçlu, sanki hiçbir şey olmamış gibi gayet rahat ve yüzsüz bir şekilde konuşturuldu. Bunlar hep nabız yoklamaları ve denemelerdir. Bunu da asla unutmayalım.

Darbenin kökünü tam anlamıyla kurutmak ve bir daha asla darbe olmamasını istiyorsak, bataklığın da kurutulması gerekmektedir. En büyük bataklık hala açık ve sivrisinek üretmeye devam etmektedir. Fenerbahçe Orduevinden bahsediyorum. Özellikle Fenerbahçe Orduevi ve büyük şehirlerdeki orduevleri darbecilerin buluşma ve organizasyon yerleri olarak işlev görmeye devam etmektedir. Öncelikle Orduevlerinin müdürleri muvazzaf subay değil sivil müdür olmalıdır. Sivil Müdürler MİT tarafından özel istihbarat eğitimine alınmalı, orduevlerinde toplantılar, buluşmalar takip edilmelidir. Başka türlü bitirilemez.

2. Abdülhamit devrinden beri, ne acıdır ki ülkemizde satılmış paşalar çıkmış, kendi ülkelerinin değil yabancıların menfaatleri için çalışmışlardır.

Onlar vazifelerini yapacak biz de vazifemizi yapmaya devam edeceğiz.

Onlar yıkmaya, bozmaya çalışacaklar, biz de yıktırmayacak, bozdurtmayacağız, Allah'ın izniyle.

Yazımı ASSAM Genel Başkanı Emekli General Adnan Tanrıverdi'nin sözleri ile tamamlamak istiyorum: "Bu açıklamaya imza koyanlar, farklı medeniyetlerin ülkemizdeki uzantılarıdır. Çağın gerisinde kalmış, demokrasiden ve milletin manevi değerlerinden nasibini almamış kişilerin oluşturduğu, bu milletin kendilerine sağladığı rütbe, makam, mevki ve maddi imkanı millete karşı kullanmaya çalışan zihniyetin sahipleridir. Milli iradeye saygıları varsa yetkiyi milletten alma cesaretini göstermelidirler. Ülkemiz, kuru gürültüye pabuç bırakacak, gölgesinden korkan kukla idareciler dönemini çoktan geçmiştir. Millet Devletinin arkasındadır".

Nokta.

Gürcan Onat

04.04.2021-18.00

 

Gürcan ONAT

30 Haziran 1959 tarihinde Adapazarı'nda doğmuştur.

Memleketi: Akyazı/Sakarya.

30 Ağustos 1981 yılında Hava Harp Okulundan Teğmen rütbesi ile mezun olmuştur.

1999 yılında Binbaşı rütbesindeyken kendi isteği ile emekli olmuştur.

Emekli olduğu günden itibaren sivil toplum örgütleri ile hemhal olmuştur.

ASDER, ASSAM, SADAT kuruluşlarında emek sarf etmiştir.

Halen Fatih/İstanbul'da ikamet etmekte olup, kendini vakıf ve dernek hizmetlerine vakfetmiştir.