Barkey, makalede haddini aşarak son zamanlarda Türkiye'nin "Batı'da rahatsızlık yaratan" siyasetlerini şöyle sıralıyor:
- "Rusyaile samimi ilişkilerini sürdürdü."
- "İsveçve Finlandiya'nın NATO üyeliğini engellemekle tehdit etti."
- "ABD'nin Suriyeli Kürt müttefiklerine karşı bir kara işgalini gündeme getirdi."
- "Avrupa Birliğiile ilişkilerde soğukluğu devam ettirdi."
- "Yunanistan'a yönelik yeni tehditlerde bulundu."
- "Rusya'nın arabuluculuğunda Şamrejimiyle yakınlaşmaya başladı."
Barkey'in terör örgütü YPG/PKK'yı Kürt kökenli müttefikler olarak ifade etmesi dikkat çekiyor.
ABD'nin Türkiye için "olası terör saldırısı" uyarısı yaptığı ve İstanbul'daki çok sayıda konsolosluğun art arda kapatıldığı son 1 haftada, ABD savaş gemisi USS Nitze 2 gün önce İstanbul'a gelerek Dolmabahçe açıklarında demirledi. Bilahare de, Kocaeli'ye geçerek, İzmit Körfezi'nde Gölcük ilçesi yakınlarına demir attı. Geminin bir süre Körfez’de demirli olacağı bildirildi.
ABD savaş gemisinde USS Nitze'de teamüllere aykırı olarak, Türk bayrağından daha büyük seyir bayrağı kullanılması, Türkiye’ye üstten bir bakış sergilemesi, bir sömürgeci tarzı işaret ediyor. ABD 27 Ocak 2023’te Türkiye için "muhtemel terör saldırısı" uyarısı yapmış ve bazı Avrupa ülkeleri, güvensizlik gerekçesiyle konsolosluklarını kapatmıştı. O halde sormak lazım, gemide boy gösterip hava atan ABD Büyükelçisine: "Türkiye, terör saldırısı uyarısı yapılacak kadar tehlikeliyse, bu savaş gemisi neden burada?" Akla, 1999 yılındaki Gölcük depreminin suni olarak oluşturulmasında kullanıldığı öne sürülen, HAARP teknolojisi geliyor. ALASKA’da kurulu tesislerden, dünyanın herhangi bir yerine güçlü elektromanyetik dalgaların yansıtılmasında baz istasyonu olarak Kahramanmaraş Merkezli 10 ilimizi yıkan 7,4’lük depremde kullanılmadığını ve ilerleyen süreçte de kullanılmayacağını kim garanti edebilir?
Peki bu sürede, körfezde gemi ne yapacak? Türklerle birlikte icra edilecek müşterek bir deniz tatbikatı da planlı değil. Bu işte bir bit yeniği yok mu sizce?
Geminin Türkiye’ye Tehdit Mesajları Verdiğine ve Ülkemiz için Tehlikesine Dair Emareler
- Bu geminin 2014’te başlayan Yemen iç savaşında da görev almış olması,
- Denizcilik teamüllerinin dışında, Türk bayrağından daha büyük bir ABD bayrağı çekilmesi,
- ABD Ankara Büyükelçisi Jeffry L. Flake ve ABD İstanbul Başkonsolosu Julie A. Eadeh’in gemide gövde gösterisi yapması.
- Flake’nin ABD bayrağı ve Türk bayrağını arkasına alarak fotoğraf çektirmesinin derin anlamları var..
Şimdi, Henri Barkey’in de yöneticisi olduğu ABD Dış İlişkiler Komitesi (Council of Foreign Relations-CFR)’den bahsedelim biraz. Türkiye’nin ve Dünyanın kaderiyle oynamaya yeltenen bu küresel emperyal çete kimdir?
Dış İlişkiler Komitesi (CFR), Gizli Dünya Devleti'nin en önemli organlarından biridir ve Yuvarlak Masa teorisine göre şekillendirilmiş organizasyonların da eskilerindendir. Bu yüzden CFR üzerinde biraz ayrıntılı bir şekilde durmak gerekmektedir.
CFR, 21 Temmuz 1921'de New York'ta kuruldu. Kuruluşunda Yahudi kökenli Walter Lippmann'ın önemli rolü olmuştur. Fakat bu oluşumun kurulmasıyla ilgili ilk karar Birinci Dünya Savaşı sonrasında toplanan Versailles (Versay) Barış Konferansı'nda alındı.
CFR, 2. Dünya Savaşı'nda da çok önemli bir rol oynamıştır. Foreign Affairs adlı ünlü dergi bu örgütün yayın organıdır. Bu dergi vasıtasıyla dünya kamuoyu üzerinde bir politik yönlendirme yapmaya çalışmaktadır. Görünüşte CFR'nin çalışmalarının pek gizli olmadığı ileri sürülmektedir. Gerçekte ise diğer Gizli Dünya Devleti organları gibi, son derece gizli çalışmaktadır. Ancak yönlendirme amaçlı faaliyetlerini dışa yansıtmakta ve bu yansıtma ile “açıktan çalıştığı” intibaı vermeye gayret etmektedir.
CFR'nin bugün finans, iletişim, akademi, istihbarat, teknoloji alanlarında en etkin konumlarda bulunan 3500 civarında üyesinin olduğu sanılmaktadır. Özellikle Amerika'daki istihbarat örgütleri üzerinde oldukça güçlüdür. FBI, CIA, DIA, DEA ve başka istihbarat şefleri bu örgütün de elemanıdır ve CFR'nin ilkelerinden dışarı çıkamazlar.
Gizli Dünya Devleti'nde önemli etkinliği olan Rockefeller ailesinin bir ferdi olan David Rockefeller, CFR'nin onursal başkanı olarak kabul edilmektedir.
ABD'nin eski başkanları Bill Clinton ve Jimmy Carter, Antony Lake, eski başkan yardımcısı ve son başkanlık seçimlerinde oğul Bush'un rakibi olan Al Gore, George Bush (baba ve oğul her ikisi de), oğul Bush'un başkan yardımcısı Dick Cheney, eski bakan Warren Christopher, Savunma bakanı Colin Powell, Les Aspin, eski CIA direktörü James Woolsey, yine CIA eski direktörü Robert Gates, ABD hava kuvvetlerinin eski sekreteri Donald Rice, ABD'nin eski Pakistan büyükelçisi Robert Oakley, ABD eski Dışişleri bakanı ve ayı zamanda bu ülkedeki Yahudi lobisinin başını çeken Henry Kissenger, eski Savunma bakanları James Baker, Donald Ramsfeld ve Casper Weinberger, Jimmy Carter döneminin ulusal güvenlik danışmanlarından Zbigniew Brzezinski, baba George Bush döneminin ulusal güvenlik danışmanlarından general Brent Scowcroft, eski hazine bakanı Lloyd Bentsen, eski devlet bakanı George Shultz, eski ticaret bakanı Robert Mosbacher, ABD'li ünlü finansör ve para piyasalarında spekülasyonlar yaparak milyarlar kazanmasıyla tanınan, Soros Vakfı vasıtasıyla dünya ülkelerinin geleceği için Gizli Dünya Devleti'ne hizmet edecek yöneticiler yetiştirmeye çalışan Yahudi kökenli George Soros ABD'nin CFR üyesi ünlülerinin başında gelir. Bu isimler ABD politikasında söz sahibi ya da geçmişte söz sahibi olmuş CFR üyesi ünlülerin sadece az bir kısmını teşkil etmektedir. CFR üyelerinin birçokları aynı zamanda Bilderberg ve/veya SBS üyesidirler.
CFR'nin Türkiye'den de üyeleri mevcuttur. Aydınlık gazetesinde yer alan bir yazıda Rahmi Koç'un CFR'nin Türkiye temsilcisi olduğu ve örgütün, Şubat 2001'de Koç Holding binasında Rahmi Koç'un ev sahipliğinde bir toplantı yaptığı ileri sürülmüştür.
Henri Barkey; son makalesinde Türkiye İle Rusya'nın İlişkilerinin Gelişmesini İstemiyor
Barkey, Türkiye'nin ABD'nin uyarılarına kulak asmamasını ve kendi bildiği yolda devam etmesini eleştiriyor. Ankara-Moskova ilişkilerinin gelişmesinden rahatsızlık duyduklarını belirtiyor.
Türkiye'nin "Amerika'nın uyarılarına aldırmadan Moskova'nın Batı yaptırımlarından kaçmasına ve bunların Rus ekonomisine verdiği zararı hafifletmesine yardımcı olduğunu" söyleyen Barkey, Türkiye ve Rusya'nın çıkarlarının pek çok cephede "iç içe geçtiğini", bu siyasetlerin her iki ülkeye de fayda getirdiğini ifade etti.
Barkey, Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerinin gerilmesi ihtimalini de değerlendiriyor, 'Hazırlıklı olmalıyız' ifadelerini kullanıyor. Barkey, "Türkiye, Batı etkisinden uzaklaşmasına izin verilemeyecek kadar önemli bir ülkedir." vurgusu yapıyor.
"ABD ve Avrupalı müttefiklerinin, Türkiye'den beklenmedik hamleler gelmesi ihtimaline karşı hazırlık yapmaya başlamaları gerekiyor." diyen Barkey, küstahça ABD'nin Türkiye'yi tehdit ettiği 3 cepheyi şöyle açıklıyor:
- "Ege ve Akdeniz'de Yunanistan'la 'kazara' da olsa küçük çaplı bir çatışma",
- "Suriye'nin kuzeyinde ABD'yle bir çatışma",
- "Kıbrıs'ın Türk kesimindeki statükonun değiştirilmesi."Barkey, Kıbrıs'ta atılacak bir adımın, diğerlerinden "daha dramatik" olacağını da belirtiyor.
Barkey, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın tehdit edilmesi gerektiğini söylüyor ve şu küstah ifadeleri kullanıyor: “…ABD'den gelecek ve bir hesaplaşma yaratmayı seçmesi halinde, karşılaşacağı sonuçları özetleyen net bir mesajı görmezden gelmekte zorlanacaktır.”
Barkey'in makalesinde ABD'nin, muhalefetin ortak adayı için tercihlerini de ortaya koyuyor.
“…Muhalefet şimdiden Ege ve Akdeniz bölgeleri ya da ABD, Suriye ve Kürtlerle ilgili son dış politika açıklamalarının çoğunu kabul etti. Türk Hava Kuvvetleri'nin Suriye'de attığı bombalar ABD personelinin birkaç yüz metre yakınına düşerken Erdoğan, muhalefeti kenardan tezahürat yapan ürkek oyunculara indirgedi.”
SONUÇ:
Ey Kahraman Türk Milleti, Lütfen Dikkat !
Bu gafleti üzerinizden atın. Tehlike açık açık “geliyorum” diyor.
Yukarıda görüldüğü üzere, ABD, Dış İlişkiler Komitesi (CFR) üzerinden kaleme alınan bir yazı ile, Cumhurbaşkanımızı ve Milletimizi tehdit ediyor. Bu tehlikeyi görmeliyiz artık.
Bu ABD savaş gemisi USS Nitze’in İzmit Körfez’ine demirlemesi ve Henri BARKEY’in yazısında belirttiği hususlar, Trakya hudutlarımıza 40 km. mesafede yığınak yapan Takviyeli bir Kolordu büyüklüğündeki Amerikan Birlikleri, Güneydoğumuzda oluşturmaya gayret ettikleri sayısı yüz bini bulan tırlarla askeri silah ve teçhizat donattıkları terör ordusu, Türkiye’nin bekası ile ilgili çok büyük bir tehlike altında olduğunu gösteriyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri, bu geminin Kocaeli körfezinden derhal çıkarılmasını sağlamalı ve 3 taraftan kuşatma tehlikesine karşı, kuşatma gerçekleşmeden tehditleri bir bir ortadan kaldırmalıdır. Çok geç olmadan gereği yapılmalıdır.
Kim ne yaparsa yapsın, Yüce Allah’ımızın da bir planı var elbette. Bize düşen, hikmet gereği Milli Birlik ve Bekamızı muhafaza etmek üzere, fiili dua kapsamında elimizden geleni yapmak; sonra da kavli duaya sarılarak, zaferi Allah (cc)dan beklemektir.
Kahraman – Necip Türk Milleti, Gazamız mübarek olsun.
Bu büyük depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah rahmet eylesin. Acılarını hafifletsin, Aziz Türk milletine büyük geçmiş olsun. Allah beterinden saklasın.
06.02.2023 - İSTANBUL
Ali COŞAR - Stratejist
[1] https://www.ulusal.com.tr/dunya/abd-silahli-mudahale-niyetini-acikladi-turkiyeyi-kaosa-surukleme-senaryolari-abd-raporlarinda-15015742
