Bu sayfayı yazdır
Cuma, 09 Aralık 2022 08:52

Pençe-Kılıç Harekatının "Derin" Anlamları

Yazan
Öğeyi Oyla
(1 Oyla)

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye ve Irak’ın kuzeyine yönelik hava harekâtının hasılası(!) netleştikçe, Türkiye’nin Askeri ve Siyasal Hedeflerine başarıyla ulaştığını gösteriyor.

 

Bu başarı, yalnızca, İstiklâl Caddesi saldırısının bedeli ‘misliyle’ ödetilmiş olmasıyla sınırlı değildir. 911 km.lik Kuzey Suriye sınırımıza ilaveten, 378 kilometrelik Kuzey Irak sınırımız da dahil, 89 Hava Muharebe platformu Kullanılarak, büyük bir dikkatle icra edilen Hava Harekatı, genel olarak Barış Pınarı Harekatı sonrasında, ABD ve Rusya’nın PYD / PKK adına verdiği güvenlik garantisine riayet edilmediği yerler başta olmak üzere, 32-35 km.lik  güvenlik şeridindeki hedefler başta olmak üzere, yer yer 150-170 km. güneydeki derinliklere kadar inilerek, bölge ve nokta operasyonlarıyla, güneyimizde Emperyal batının ve İsrail’in sidik zoruyla   bir terör devleti kurulması zemini yerle bir edilmiştir.

Meselenin sadece askeri boyutu olmadığı, işin dönüp-dolaşıp ‘arkasındaki güçlere’ hitap ettiği ayan- beyan ortadadır. Bölgedeki emperyal güçlerin Türkiye’ye karşı bir aparat gibi kullanmaya yeltendiği terörist(cik)lerini korumaya gücünün yetmediği son kez ve kesin bir tavırla gösterilmiş oldu.

ABD yetkililerinin İstiklal Caddesindeki patlamada şehit olan vatandaşlarımız için yaptığı taziye açıklamalarının reddedilmesi (gerçekte olayın failinin kim olduğunu ortaya koyan) timsah gözyaşlarından öteye gidemediğini ima eden İçişleri Bakanımız tarafından açıkça ortaya konmasının ardından, bu harekatın başarıyla icra edilmesi, çok daha derin anlamlar taşımaktadır:

  • ABD artık şunu kesinlikle anlamış olmalıdır ki, Türkiye’den onaysız olarak  Ortadoğu’da hiçbir şekilde herhangi bir amacını gerçekleştiremez.
  • Türkiye, artık “Bu Harekatı Yaparsak Süper Güçler Ne Der?” sorusunu aklına bile getirmiyor. Bu tarz,  tam bağımsızlık yolunda atılmış en güçlü adımlardan birisidir.
  • Emperyal Devletler, artık şunu anlamış durumdadır: “Türkiye, bekasına yönelik bir tehdidi gözünü kırpmadan ortadan kaldırmaktan çekinmez.”
  • ABD, “ortağımız” dedikleri YPG/PKK’yı bir defa daha “ayazda kalmış keçi yavrusu” gibi ortada bırakmak zorunda kalmıştır.
  • Bu hava harekatının asıl hasılası, güçlü ve planlı bir kara harekatı ile tamamlanarak alınacaktır. Bu Kara Harekatı ile, hangi deliğe girmiş olursa olsun, ister PKK/PYD’li, ister DEAŞ’lı tüm terörist unsurlar bu topraklardan temizlenecektir.
  • Emperyal güçler, bölgede bulunma gerekçesi olarak, kendi oluşturdukları DEAŞ terör örgütünü “Tavşan” rolünde ve  PKK/YPG’ye yükledikleri “Tazı” rolünde sergiledikleri bir senaryoyu (Tavşana Kaç, Tazıya Tut! mottosu ) artık kimseye yutturamayacaktır.
  • Malını – mülkünü kaybeden, milyonlarcasının göç yollarında telef olduğu, denizlerde balıklara yem olduğu, canını kurtarabilenlerin de Türkiye başta olmak üzere, civar ülkelere sığınan Suriye’lilerin topraklarının asıl sahiplerine verilmesi yolunda önemli bir adım atılmıştır.
  • Eş zamanlı olarak, Suriye Rejimi yönetimi ile de “arka kapı diplomasisi” başlatılarak, PKK/YPG’nin arada tost(!) edilmesi amaçlanmaktadır.
  •  Bu harekatın yankıları, Yunanlıların da kulağına küpe olması yolunda düşüncelere sebep olmuştur.

SONUÇ:

  1. Hepsinden önemlisi; ABD’nin terörist(cik)lerini korumaya gücünün yetmediğini fark edince, “Türkiye’nin Nefs-i Müdafaa Hakkını saygıyla karşılıyoruz” mealinde açıklamalar ile, “tornistan” yapması çok ibret vericidir.
  2. İçimizden (!)  birileri kabul etmese de, Türkiye’nin başarılarını hazmedemeyip, yas tutmaya başlasa da, “Türkiye Yüzyılı” gümbür gümbür gelmektedir.

 

https://bizimanadolu.com.tr/yazarlar/ali-cosar/irfan-pinarindan-damlalar-1-08-12-2022/8211/ 

Okunma 207 defa Son Düzenlenme Çarşamba, 01 Şubat 2023 09:51