Perşembe, 24 Eylül 2020 12:19

İsrail-Birleşik Arap Emirlikleri Normalleşme Anlaşması

Yazan
Öğeyi Oyla
(4 oy)

13 Ağustos 2020 tarihinde duyurulan BAE-İsrail normalleşme anlaşması, Trump’ın “Yüzyıl’ın Anlaşması”nı destekleyen Birleşik Arap Emirlikleri’nin İslam dünyasının her köşesinde yankı bulan 2. ihaneti olarak tarih sahnesinde yerini aldı.

Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail arasındaki bu yakınlaşma, 1979 İran Devrimi sonrası oluşturulmak istenen İran nefreti üzerine ortaya çıkmış ve bugünlere gelinmesinde etkin bir rol oynamıştır.

Birleşik Arap Emirlikleri’ni normalleşme sürecine iten tek sebep elbette sadece bu değildi. Sebeplerin;

  1. Suudi Arabistan’la bölgesel anlamda çekişme içinde olması ve ona karşı mevzi kazanma, bölgede kendisine ticari ve jeopolitik anlamda alan açma isteği,
  2. İsrail ile birlikte aynı eksen içine dâhil olup Türkiye ve İran gibi bölgesel ve küresel etkiye sahip ülkeler karşısında güç kazanma isteği,
  3. Bu anlaşmayla beraber bazı Arap ülkelerinde olduğu gibi taviz vererek ABD ile yakınlaşmak ve başta F-35 olmak üzere çağın teknolojisine uygun silah sistemlerini satın alma isteği,
  4. İsrail’in Batı Şeria’daki sözde ilhakını durdurma isteği,

 olduğunu söyleyebiliriz.

Halbuki bölgede bir ülke tarafından daha tanınmanın sevinci içerisinde olan Netenyahu bu anlaşmaya rağmen bölgedeki askeri üstünlüğünü azaltacak herhangi bir alım satım anlaşması durumuna karşı ABD ile olan anlaşması kapsamında Birleşik Arap Emirlikleri’nin F-35 alımlarına karşı duruşuyla beraber Batı Şeria’daki ilhakın kalıcı olarak durdurulmadığını ifade etmesi Birleşik Arap Emirlikleri’nin bu beklentilerini boşa çıkarmaktadır.

Doğal olarak, Birleşik Arap Emirlikleri ile İsrail arasında varılan normalleşme anlaşmasına İslam dünyasının birçok yerinden tepkiler geldi.

Verilen tepkilerin ortak paydası Filistin davası üzerinden İslam dünyasına ihanet, İsrail’in bölgesel gücünün artırılması ve İslam Birliği hedeflerinin zarar görmesi olarak değerlendirilebilir.

Akabinde Filistin Kurtuluş Örgütü Yürütme Konseyi Genel Sekreteri Saib Ureykat, Arap Birliği konseyine bu konuda çağrıda bulunarak Filistin konusundaki sorumluluklarını hatırlamalarını istemiş ve Birleşik Arap Emirlikleri ile İsrail arasındaki normalleşme anlaşmasını tanımadığını ifade etmiştir.

Buradan anlaşılacağı üzere, İslam dünyası uzun bir dönemdir kendi aleyhine olan konularda ortak reaksiyon göstermede oldukça yetersiz kalmaktadır. Bu kapsamda bu ülkelerin ortak hareket sergileyebilmeleri için Müslüman kimliklerini göz önünde bulundurmaları buna göre hareket etmeleri ve bunu sağlayacak bir birliğin oluşumu desteklenmeleri gerekmektedir.

Birleşik Arap Emirlikleri’nin bu tutumu göstermektedir ki, İslam dünyasının kendi veya 3. Devletler ile arasındaki sorunların çözümü ancak İslam ülkelerinin bir araya gelerek oluşturacakları birliktelik ile çözülebilecektir.

Kısacası, bölgede bir İslam Birliği’nin varlığı zaruridir ve esasında tüm bu gelişmeler İslam ülkelerini bu birlik etrafından kümelenmeye doğru itmektedir.

Unutmayınız ki, İslam ülkeleri ortak düşmanlarına karşı savunma birliği oluşturarak Allah’ın yardımına erişeceklerdir.

 

Son Düzenlenme Perşembe, 24 Eylül 2020 12:38
Yorum eklemek için giriş yapın