FETULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ İLE MÜCADELEDE
TESPİTLER VE ÖNERİLER RAPORU
Yrd. Doç. Dr. Ali KUYAKSİL
Polis Akademisi, Gaziantep POMEM
1. GİRİŞ
Bu raporun temelini kaynaklarda belirtilen eserler ve kişisel gözlem ve tecrübelerim oluşturmaktadır. Farklı bakış açılarını gösteren altı, yazarın ve Din İşleri Yüksek Kurulunun hazırlamış olduğu toplam 7 kitap incelenerek değerlendirilmiştir. Böyle yapmaktaki gayemiz; Mevlana’nın fil hikâyesinde olduğu gibi, bir yazarın FETÖ/PDY hakkında göremediği bir hususu bir diğerinin görebileceğini düşünmüş olmamızdır.
15 Temmuz 2016 öncesinde FETÖ ile ilgili yazılan kitapların büyük kısmı, ya kendi yazarlarınca veya değişik yöntemlerle kendi taraflarına çekilen insanlarca yazılan kitaplardır. Bunlar adeta filin kulaklarını yelpaze gibi, kadife gibi anlatan kitaplardır. Filin dişleri üzerine yazmaya çalışanlar çok az çıkmıştır. Bunlar çeşitli sıkıntılara maruz bırakılmıştır. Bu durum filin dişleri hakkında yazmak isteyenlere gözdağı vermiş ve caydırıcı olmuştur. Bu tehdit, gözdağı ve caydırma ortamı 15 Temmuz 2016 sonrası devlet kadrolarındaki özellikle polis, asker ve adliyedeki tasfiyeler sayesinde son bulmuştur. Bu nedenle adeta FETÖ ile ilgili bir kitap patlaması olmuştur.
Değerlendirmeler esnasında, araştırmacı yazarların belli konularda neredeyse fikir birliği içerisinde olduğunu gördük. FETÖ/PDY yapılanması hakkında yapılan tespitler ve çözüm önerilerini analiz ederek, bulgular ve öneriler şeklinde sistematikleştirmeye çalıştık. Ayrıca tespitler ve mücadele öneriler de kendi içerisinde F. Gülen açısından ve örgüt mensupları açısından değerlendirilmiştir.
"Emperyalist Küresel Güçlerin" İslâm Coğrafyası üzerindeki sömürgeci emelleri bilinen bir gerçektir.
Geçtiğimiz yüzyılda iki büyük harbi yaşatarak dünyamızı kana bulayan bu merkezler, ulaştıkları askeri ve ekonomik güç ile egemenliklerini kurmuş ve kuvvet kullanma tehdidi altında, özellikle İslam coğrafyasında etkili olmuşlardır.
Vietnam, Afganistan ve Irak işgalleri, süper güç olarak gördüğümüz ABD ve SSCB'yi yormuş ve askeri güç kullanarak her hangi bir ülkenin kontrol altına alınamayacağını bu ülkelere ve küresel emperyalist devletlere anlatmıştır.