Bir Çakal sürüsü, öküz sürüsüne dadanıyor. Öküzler korkmaya başlıyor, çakalların şakası yoktur. Ancak öküzler topluca direnmeyi başarıyorlar. Bu arada çakal saldırıları öküzleri yormaktadır.
Günün birinde çakalların bir temsilcisi, elinde beyaz bayrakla öküzlere gelir; “Bakın arkadaşlar, şu sarı öküz bize ters bakıyor. Onu bize verin. Sonra söz, sizi rahat bırakacağız.”
Sürü düşünüyor, sarı öküzü kurban vermeye karar veriyorlar. Yaşlı bilge öküz karşı çıksa da başarılı olamaz!Sarı öküzü verirler.
Çakallar durur mu? Ertesi gün benekli öküzü isterler. Ve bu böyle sürer gider. Gün geçtikçe öküz sürüsü güç kaybetmeye başlamıştır. Ve sonunda yaşlı öküze sorarlar; “Biz nerede hata yaptık?”
Yaşlı öküzün cevabı manidardır; “Sarı öküzü verdiğiniz gün kaybettiniz.”
Ne çabuk unuttunuz?
1960 darbesinde seçilmiş başbakanı istediler ve aldılar. 1971, 1980 derken 28 Şubat’ta yeniden sahneye çıktılar.
Başörtüsünü bahane ettiler; Sincan Belediye Başkanını istediler, verdik. Yetmedi 54’üncü hükümetin başbakanını istediler, onu da verdik. Sincan’da tankları yürüttüler, sustuk. Siyasileri üç kuruşa satın aldılar. Muhtar olamaz dedikleri İBB Başkanını dahi aldılar. Medya kara propagandayla tarikat ve cemaatlere saldırdı, görmezden geldik.
Hep bir ağızdan müspet hareket etmek lazım, şimdi zamanı mı deyip durduk.
Ne oldu? Kim kazandı. Emperyalizm!
Allah yüzümüze güldü de 28 Şubat’ta Muhtar olamaz dedikleri adayımızı bu ülkeye Cumhurbaşkanı yaptı. Nefes almaya başladık. Ortalık gül gülistan oldu.
Muktedir olduk mu? Elbette hayır. İktidardayız ama kanunlar aleyhimizde. Kurana göre evleneceğim desen hapse giriyorsun. Heykellerin karşısında saygı duruşunda durmayan hapsi boyluyor. Zina alabildiğince serbest.
Devlet başkanı Covid-19 salgınını önlemek için toplu hareketleri yasaklıyor. Camiler kapalı. Cumalar bile kılınamıyor. İdari yasağa muhalefetten kağıt toplayıcısı vatandaşa 4.500 lira idari para cezası kesiliyor. Vatandaş sosyal mesafeyi korumadığı için 3.150 lira idari para cezası ile karşı karşıya kalıyor.
Diyanet Reisi ülkede en azından bir yerde Cuma Namazı kılınsın diye devlet başkanının emriyle Milletin Camisinde Cuma namazı kıldırıyor, muhalefet ve ülkenin sahipleri ayaklanıyor.
Aynı muhalefet bu ülkenin sahibi edasıyla muktedir olmayan iktidar mensuplarından bazılarını da yanına alarak kol kola sarmaş dolaş, Anıtkabirde çelenk koyuyor. Sosyal mesafe hak getire. Yasaktan bize ne! Edasıyla verilen pozlar. Cuma Namazına veryansın edenler sus pus. Aman sesinizi çıkarmayın, diyorlar.
Şimdide kalkmışlar vay efendim diyanet reisi nasıl olurda ayrımcılık yaparmış. Sayın Erbaş’ın İslam’ın eşcinselliği lanetliyor olduğunu ilan etmesi suçmuş.
Ayıklayın pirincin taşını; “Suç duyurusu sayın Erbaş’a mı yoksa Kuran’a mı?” Hodri meydan çıkın bakalım çıkabilirseniz işin içinden. Şu cürete bakın.
Tamam onları anladık ta bizim STK’lar nerede? Cemaatler? Hocalar? Müslümanların olduğu söylenen yandaş medya nerede?
Uyanın kardeşim!
Cübbeli Ahmet Hocaya , İhsan Şenocak Hocaya, Nureddin Yıldız Hocaya saldırılırken sessiz kalan diyanetin reisini istiyorlar şimdi. Bir sonraki adım SİZsiniz.
Ya Sarı Öküzü verir tümden kaybedersiniz. Ya da bir ve birlik olur, sahip çıkarsınız reisinize.
Benden söylemesi. Karar sizin!