Pazartesi, 23 Ekim 2023 10:31

Türkiye ve İslam Dünyası Bir Savaşa Hazır mı? - 1

Yazan
Öğeyi Oyla
(5 oy)

Dünya; 07 Ekim 2023 sabahı Filistin/Hamas Partisi güçlerinin İsrail’e karşı başlattığı “AKSA TUFANI” adını verdiği operasyon haberi ile dehşetle irkildi.

1947 yılından beri ilk kez, Filistin tarafı, İsrail’e karşı çok ani bir baskınla kayıplar verdirmeye başladı. Hamas Örgütü unsurları; Gazze Şeridinin doğu kısmına, İsrail’in Gazzeli Filistinlileri adeta açık hava hapishanesi şeklinde inşa ettiği ortalama yüksekliği 10 metreyi aşan beton kalın duvarları paramotorlarla havadan ve yüksek gerilim yüklü tel engellerini delerek, İsrail tarafına hızla sızıyor; motosikletli timlerle adeta “fenersiz” yakaladığı Askeri Kışlalardaki zırhlı araç, tank garajlarını basıyor, yakıyor – yıkıyor ve patlatıyordu. Gazze Şeridi içindeki izbe atölyelerde ilkel ve yetersiz şartlarda imal ettikleri yüzlerce roketten oluşan, güçlü bir roket sağanağı başlattı. İsrail tarafı askeriyle siviliyle büyük bir panik halinde sağa-sola kaçıştılar. Kuzey İsrail bölgesindeki Aşkelon ve Sderot kentlerine hedef gözetmeksizin yapılan roket salvosunda çok sayıda İsrailli’nin kayıp verdiği bildirildi. İsrail’in meşhur hava savunma sistemi “Demir Kubbe” roketlerin bir kısmını havada imha etmişse de önemli sayıda roket, hava savunmasını aşarak, meskûn mahaller, açık araziler veya önemli tesislerde hasara yol açtı.

Her ne hikmetse, ortalıkta tek bir İsrail nöbetçisi dahi yoktu. İsrail ve dünya şaşkındı. Dünyanın en gelişmiş gözetleme ve haber alma araç – gereç ve modern cihazlarına sahip olan İsrail Askeri İstihbaratı, Dış stratejik İstihbarattan sorumlu, dünyanın en güçlü istihbarat kurumlarından sayılan anlı- şanlı MOSSAD hiçbir şeyden habersiz görünüyordu. Özel sektör savunma sanayi firmalarının da içinde olduğu askeri endüstride, İsrail çok ilerlemişti. Geliştirdiği hassas dinleme – gözetleme – görüntüleme ve alarm sistemleriyle dünyada kendisinden söz ettiren İsrail tarafı, adeta uykudaydı ve böylesine güçlü bir Hamas operasyonundan habersiz görünüyordu. Hayatın olağan akışında bu mümkün değildi ve bu işte bir tuhaflık vardı.

Bu bir danışıklı dövüş olabilir mi?

24 saat içinde durumu anlayıp karşı tedbirler almaya çalışana kadar, Hamas güçleri epey kayıp verdirerek, Batı Şeria’daki Filistin kasabalarına doğru doğuya ve Lübnan istikametinde kuzeye doğru ilerlerdiler. İsrail askeri ve halkı çok korkmuş, bulabildiği her türlü vasıta ile ya da yaya olarak saldırı bölgelerinden kaçmaya çalıştı. Bu arada bazıları bindikleri uçaklarla, bölgeden uzaklaştılar. Hamas, çok sayıda asker ve sivil rehine ele geçirdi ve bunların büyük bir kısmını, Gazze tarafında bulunan sığınaklara getirerek kontrol altına aldı.

Bilahare, hepimizin bildiği üzere, İsrail Başbakanı, Savunma Bakanı ve Cumhurbaşkanı’nın ağzından, intikamlarının çok korkunç olacağını, Filistinlileri asker – sivil, kadın – çocuk – yaşlı ayırt etmeksizin yok edeceklerini, Gazze’yi de haritadan sileceklerini duyduk. Bu korkunç kinle, Taktik Hava Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri Havacılık vasıtaları ve Topçu ateş destek vasıtalarıyla 6 gün boyunca 365 km² (51 x 11 x 40 km) gibi dar bir alana sıkışmış Filistin Halkını, camileri, hastaneleri, ambulansları 4.000 tonu aşkın fosforlu cephaneler ile vurdular, binaları yaktılar – yıktılar. %60’ını kadın ve çocukların teşkil ettiği Gazzeli Filistin halkı ağır kayıplar verdi ve vermeye devam ediyor. Manzara korkunç, parçalanmış – yanmış cesetler, sayısı (daha da artması beklenen, şimdilik) 3.000’i aşan yaralı. Yaralılara, zaten elektriği kesilmiş ve yıkılmış hastanelerde tedavi hizmeti verilememektedir.  Sağ kalanlar açlık ve susuzluk ile karşı karşıya kalmaktadır. Mısır hududu tarafındaki Refah bölgesi de dahil, Gazze dört bir taraftan tamamen tecrit edilmiş durumda ve bu zavallı Müslüman halk, tamamıyla yok edilmek isteniyor.

Mısır, yaptığı açıklamada, HAMAS’ın muhtemel saldırısını birkaç gün önce İsrail ve ABD’ye bildirdiğini deklare etti. İsrail Başbakanı bunu inkâr etse de, ABD Mısır’ın ikazını doğruladı. Görülüyor ki, İsrail Hamas saldırısına bilerek göz yummuş, bir miktar insan ve araç – silah kaybını umursamamış, sonrasında Filistin’de yapacağı katliama gerekçe olmasını istemişti. Belki de Hamas içine sızdırdığı ajanların etkisiyle bunu tetiklediler.

ABD, daha ilk günden itibaren İsrail’in yanında yer alacağını ilan etmiş; Akdeniz’de bulundurduğu dünyanın en büyük uçak Gemisi Gerald Ford ve refakatindeki 6-7 gemiden oluşan Deniz Görev Gücü’nü Filistin sahillerine yaklaştırarak ablukaya başlamıştı. İsrail desen, Filistin ile mukayese edilmeyecek kadar güçlü aktif kuvvetlerine, 300.000 kadar yedeği de ekleyerek, silah altına alarak cevap vermeye hazırlandı. Dahası, sivilleri silahlandırarak, Filistinlileri öldürmeye teşvik etti.

Okunma 396 defa Son Düzenlenme Salı, 24 Ekim 2023 15:51