Somali, Afrika Boynuzu bölgesini oluşturan ana ülkelerden biridir ve bu da onu İsrail’in Afrika politikası bağlamında önemli bir ülke yapmaktadır. Orta Doğu'daki petrol yataklarına yakınlık, Aden Körfezi ve Hint Okyanusu bakan konumu, Kızıldeniz ve Süveyş Kanalına giden yol olan Bab al-Mandab Boğazı'nın güney girişini kontrolü Afrika Boynuzunun önemini artıran faktörlerdendir. Bu benzersiz stratejik özellikleri nedeniyle bölge, bölgesel ve uluslararası güçlerin ilgi odağıdır.
Seri şeklinde olacak yazımızın ilki olan bu yazı, daha sonra gelecek yazılara ışık tutması için, serinin ele alacağı temel meselelere kısaca değinmekle başlayacaktır. Buna göre, serinin temel hedefi - 19’uncu yüzyılın başlarında kurulup 20’inci yüzyılın başlarına kadarki süreçte yürürlükte olan- Nijerya’da kurulan Sokoto hilafetini ana hatlarıyla anlatmak olacaktır. Ancak, kurulan hilafetin konumunu daha iyi anlamak için, ondan önceki devletler ve bölgedeki dini yapılardan bahsedilecektir.
Türkiye’den sonraki ikinci en büyük Türk devleti Özbekistan hükümeti Özbek dilini 10 yıl içinde hem hakim hale getirip hem de tamamen Latin alfabesine geçecek. Burada Türkçe ve Özbek Türkçesini karşılaştırıyoruz. Bakalım anlayabilecek misiniz?
Türk Uygur Müslümanlarına kimse arka çıkmayınca şimdi de Çinli Müslümanlara baskılar başladı.
Çin ve Müslümanlar dendiğinde aklımıza kardeş Türk toplumu olan mazlum Uygurlar, kısmen de Kazaklar, Kırgızlar, Salarlar gibi Türk halkları gelmektedir. Ancak çok az bildiğimiz, Çin’de Çin ırkından Müslümanların sayısının Türklerin sayısından daha fazla olduğu, Çin’in her yerinde bulundukları. Ne acı ki bugün bunlara karşı da zulum başladı.
Konumu açısından büyük önemi olan Ürdün, İngiliz bağlantılı kraliyet ailesi ve İsrail uydusu siyasetine yükselen tepkilere sert cevap vermeye başladı
Arabistan yarımadası, Kuzey Arabistan ve Kuzey Afrika bölgelerini birbirine bağlayan stratejik önemdeki Ürdün, dünyanın her yerindeki uygulanan taktiklerle, İngiliz oyunları, Batıyatapar hâkim sınıf ve ezilen Müslüman halk arasında kalmış bir kardeş ülke.
Orta Asya’nın önemli ülkesi ikinci en büyük Müslüman Türk devleti Özbekistan hak ettiği yerde dünya toplumundaki yerine geri dönerek İslam Birliği konusunda merkezi görevlerini üstlenmelidir
İngiltere ve Hollandalı sömürgecilerin üçe böldüğü paylaşılamayan zenginliklerin adası Müslüman yurdu Borneo üzerinde Brunei devleti, Malezya eyaletleri, geleceğin Endonezya başkenti ve Filipin iddiaları
Gazze'ye insanî yardım taşıyan Mavi Marmara Gemisine, Doğu Akdeniz'in Uluslararası sularında, İsrail Deniz gücü tarafında yapılan silahlı baskının (31 Mayıs 2010) üzerinden 15 ay geçti. Bu baskında 9 Türk Vatandaşı hayatını kaybetmişti.
Yeryüzünün ikinci olarak inşa edilen, Müslümanların ilk kıblesi ve fazilette üçüncü mukaddes mescidinin, Peygamber Efendimiz (SAV) in Miracının başlangıç noktasının, Peygamberlere imam olup namaz kıldırdığı Mescidi Aksa'nın bulunduğu, Semavî dinlerin kutsal mekanlarını barındıran, on binlerce Peygamberin metfun olduğu, son dört asrı Osmanlı İdaresinde olmak üzere 12 asır Müslümanların hakimiyetinde kalan Kudüs-ü Şerif'i ziyaret etmek bize de nasip oldu.
İzzettin Kassam Tugayları ikinci Komutanı Şehit Ahmet El Cabbari'ye ve Gazze Şehitlerine Allah'tan rahmet Filistin Halkına, Gazze Gazilerine ve İslam Alemine de başsağlığı diliyorum.
Türkiye önemli problemlerini, uygulamaya koyduğu doğru politikalar ile teker teker çözme sürecine girmiştir.
Ülkemizin geleceğini karartan üç ana iç sorun;
Siyaset üzerindeki asker vesayeti,
İslami inancını yaşamak isteyen insanları tehdit olarak değerlendiren Devlet zihniyeti ve
Bölücü terör,
siyasi istikrarın sağlandığı son on yıl içinde, cesur ve doğru siyasi tercihlerle çözüm yoluna girmiştir.
Nijer denize kıyısı olmayan bir Sahra Altı Afrika ülkesidir. Cezayir, Benin, Burkina Faso, Çad, Libya ve Mali Nijer’in komşuları olup yüzölçümü 1,27 milyon km2’dir. En yakın deniz limanına uzaklığı 1000 km civarındadır. Ülkenin %80’i çöllerle kaplıdır; güney kesiminde yer alan küçük bir bölüm bozkır sayılabilir.
Dünya’nın Korona virüsle mücadeleye hapsolduğu şu günlerde dikkatimizi birazda farklı bir alana çevirelim istedim. Dünya’da 70’i aşkın çatışma alanı mevcut. Bunların yarısı İslam Dünyası’nda. Fakat hiç birisi Suriye savaşları kadar yakıcı ve yıkıcı değil. Sınırlarımızın hemen dibinde ve güneyimizde olması hasebiyle ister istemez bütün dikkatimizi birinci derece bu yöne tevcih ettik.
90’ların başında batı dünyası Irak’a paralı askerlerini Özel Askeri Şirket kılıfı ile getirmişti. Afrika başta olmak üzere Ortadoğu’da sömürü düzeninin bekası için batılı devletler ortaçağdan beri Lejyonerleri kullanmaktadır.
İç karışıklıklarla 3’e bölünen Irak’ın istikrarını kazanmasını engellemekle görevli paralı asker grupları insan kaynağı sıkıntısı yaşamaya başlayınca El-Kaide icad edilerek Müslüman ülke halklarından ideolojik tabanlı yeni ve çok ucuz paralı asker kaynağı elde ettiler. Suriye’nin de karışması sonrası El-Kaide ideolojisi yetersiz kalınca yeni kaynak oluşturmak amacıyla DAEŞ icad edilerek sahaya sürüldü. Günümüzde Türkiye’nin etkin mücadelesi ile El Kaide ve DAEŞ bölgede bitirilmiştir. Afrika’da ise Boko Haram vb örgütler faaliyet göstermeye devam etmektedir. Terörü finanse eden batı ve onun güdümündeki bazı Körfez ülkeleri Türk Silahlı Kuvvetlerinin karşısında dayanmaya güç yetiremeyen ve tabutta ülkelerine geri dönen hatta bazen geri bile dönmeyen paralı asker ihtiyacını karşılamada sıkıntı yaşayınca yeni bir organizasyonla Rusya’dan paralı asker devşirerek Suriye’de kullanmak zorunda kaldı.
Bugün Türkiye Suriye’den sonra Libya’da terörü sona erdirmek üzere Libya Hükümetinin talebi ile askerlerini Libya’ya göndermesiyle batı yeni bir kaosun içine düştü.